Bir önceki yazimda dogum günümde Madagaskar'a dogru yola çiktigimizdan bahsetmistim. Bir hafta boyunca 3 gece Madagaskar'in bassehri Antananarivo, 2 gece Fransa'ya bagli La Réunion Adasi, 2 gece de Mauritius adasinda kalmak üzere yollara düstük. Bol uçuslu, bol bol bavul açmali, toplamali, hayli hareketli bir seyahatti. Bu yazimda biraz Madagaskar'dan bahsetmek istiyorum. Biraz dedim çünkü Madagaskar'i sadece Antananarivo ile degerlendirmek yanlis olur kanisindayim. Hele ben Antananarivo'dan bahsedeyim, geri kalan kisimlari bir sonraki seyahatlerimin dönüsüne birakiyorum.
Hint Okyanusunun batısındaki Demokratik Madagaskar Cumhuriyeti Afrika'nın doğusunda, Hint Okyanusu'nda yer alan bir ada ülkesi. Ada deyip de küçümsememek gerekir, zira, Türkiye"nin yüzölçümünün 783 km2 oldugunu düsünürsek 587 km2'lik yüzölçümüyle Madagaskar hayli hatiri sayilir boyutlara sahip. Hatta bu boyutlarla Grönland, Yeni Gine, Borneo adalarindan sonra siralamada dünyanın 4'üncü büyük adası. Yüzyillar önce Afrika Kitasi'nin Mozambik kismindan koptugu varsayilan Madagaskar'in sekline haritanizda bir göz atarsaniz bunun dogru olabilecegini benim gibi siz de düsüneceksiniz. Sanki Afrika puzzle'inin bir parçasiymis izlenimi veriyor. Ana karadan ayri olmasi dolayisiyla insanlarin katliamina daha az maruz kaldigindan bitki örtüsü ve hayvan popülasyonu açisindan genis bir yelpazeye sahip Madagaskar. Mesela Madagaskar disindan sevimli maymun türü lemurlara hiçbir yerde rastlayamiyoruz. Adada yasayan kayitli nüfus 13 milyon civarinda. Ülkenin adı, adada yaşayan halkın adı ve dili olan Malagasyden geliyor. Malagasy disindan nüfusun çogunlugu Fransizca konusuyor. Fransizcalari hayli agir aksanli. TV5'da arada rastladigim Simpson Ailesi'nin çok komik, aksanli Fransizcasiyla konusuyorlar adeta.
Ada Endonezyalılar ve Afrikalılar tarafından istila edilmis. On ikinci yüzyılda Araplar adanin kuzeybatı kıyısına yerlesmisler, dolayisyla zamanla adaya İslamiyet yayılmıs. Ada bir Portekizli tarafından 1500’de tesadüfen keşfedilinceye kadar Avrupalılarca bilinmiyormus. 1643 yılında Fransızlar da adaya ulasmislar. 1885 yılında yapılan anlaşmayla, dış işlerinde başkan olan bir Fransız yöneticinin otoritesi altında bir çeşit himaye devlet kurulmus ve. 1896’da Fransız parlamentosu, Madagaskar’ı sömürge haline getirmis. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Madagaskarlılar bağımsızlık için çetin bir mücadeleye girişmisler. 26 Haziran 1960’ta tam bağımsızlığa kavuşmuslar ama politik kargasadan bir türlü siyrilip da rahat bir nefes alamamislar. Bunun neticesinde de ekonomik kriz gittikçe büyümüs. Bir kaç sene önceki Cumhurbaskani Antananarivo Belediye Baskani'nin bütçesini kesince Belediye Baskani örgütlenip hükümeti devirmis ve basa geçmis. O gün bugündür de seçim yapilmasina izin vermiyormus. Askeriye darbe yapmaya çalismis ama onlar da basarili olamamis. Eski Cumhurbaskani ülkeden Güney Afrika'ya sürülmüs. Madagaskar'in bu diktatöryel yönetimini tanimayan büyük güçler yardim muslugunu kapatmislar. Dolayisiyla ekonomik kriz büyüdükçe büyümüs.
Hint Okyanusunun batısındaki Demokratik Madagaskar Cumhuriyeti Afrika'nın doğusunda, Hint Okyanusu'nda yer alan bir ada ülkesi. Ada deyip de küçümsememek gerekir, zira, Türkiye"nin yüzölçümünün 783 km2 oldugunu düsünürsek 587 km2'lik yüzölçümüyle Madagaskar hayli hatiri sayilir boyutlara sahip. Hatta bu boyutlarla Grönland, Yeni Gine, Borneo adalarindan sonra siralamada dünyanın 4'üncü büyük adası. Yüzyillar önce Afrika Kitasi'nin Mozambik kismindan koptugu varsayilan Madagaskar'in sekline haritanizda bir göz atarsaniz bunun dogru olabilecegini benim gibi siz de düsüneceksiniz. Sanki Afrika puzzle'inin bir parçasiymis izlenimi veriyor. Ana karadan ayri olmasi dolayisiyla insanlarin katliamina daha az maruz kaldigindan bitki örtüsü ve hayvan popülasyonu açisindan genis bir yelpazeye sahip Madagaskar. Mesela Madagaskar disindan sevimli maymun türü lemurlara hiçbir yerde rastlayamiyoruz. Adada yasayan kayitli nüfus 13 milyon civarinda. Ülkenin adı, adada yaşayan halkın adı ve dili olan Malagasyden geliyor. Malagasy disindan nüfusun çogunlugu Fransizca konusuyor. Fransizcalari hayli agir aksanli. TV5'da arada rastladigim Simpson Ailesi'nin çok komik, aksanli Fransizcasiyla konusuyorlar adeta.
Ada Endonezyalılar ve Afrikalılar tarafından istila edilmis. On ikinci yüzyılda Araplar adanin kuzeybatı kıyısına yerlesmisler, dolayisyla zamanla adaya İslamiyet yayılmıs. Ada bir Portekizli tarafından 1500’de tesadüfen keşfedilinceye kadar Avrupalılarca bilinmiyormus. 1643 yılında Fransızlar da adaya ulasmislar. 1885 yılında yapılan anlaşmayla, dış işlerinde başkan olan bir Fransız yöneticinin otoritesi altında bir çeşit himaye devlet kurulmus ve. 1896’da Fransız parlamentosu, Madagaskar’ı sömürge haline getirmis. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Madagaskarlılar bağımsızlık için çetin bir mücadeleye girişmisler. 26 Haziran 1960’ta tam bağımsızlığa kavuşmuslar ama politik kargasadan bir türlü siyrilip da rahat bir nefes alamamislar. Bunun neticesinde de ekonomik kriz gittikçe büyümüs. Bir kaç sene önceki Cumhurbaskani Antananarivo Belediye Baskani'nin bütçesini kesince Belediye Baskani örgütlenip hükümeti devirmis ve basa geçmis. O gün bugündür de seçim yapilmasina izin vermiyormus. Askeriye darbe yapmaya çalismis ama onlar da basarili olamamis. Eski Cumhurbaskani ülkeden Güney Afrika'ya sürülmüs. Madagaskar'in bu diktatöryel yönetimini tanimayan büyük güçler yardim muslugunu kapatmislar. Dolayisiyla ekonomik kriz büyüdükçe büyümüs.
Ada irki Asya ile Afrika karisimi. Afrikalilar kadar olmasa da koyu renkli bir tende çekik gözler. Harika bir karisim. Kadinlara baktikça Paul Gauguin'in Paris, Musée d'Orsay'da sergilenen Tahitili Kadinlar tablosu geliyor gözümün önüne. Ilk bakista gördüklerim hayli fakir bir ülke, her kadin sirtindaki bebegiyle ya dileniyor ya da birseyler satmaya çalisiyor. Insanlarin üstü basi dökülüyor, ayaklarinda giyecek ayakkabilari bile yok. Yardim umuduyla otelin disinda birikmis bir grup otele her giren ve çikan turistin basina toplaniyor bir umutla. Shakespeare'in "Dünyada her yer sahne" deyisi gibi Tana'da (kisaca Antananarivo) her yer pazar, dolayisiyla da rengarenk. Nereye baksam fotograf için ilginç enstantanelerle yüzyüze geliyorum. Hepsini fotograflamak imkansiz ama heyecanla birkaçini fotograflamak için deklansöre basiyorum. Madagaskar baharat üretimiyle ünlü, özellikle de vanilya ile. Pazarda vanilya satan kadinlar çevremizi sariyor. Zanzibar'dan vanilya çubuklari satin almis olmamiza ragmen ekonomiye katkimiz olsun diye buradan da aliyoruz. Tüm arabalar 1960'lardan kalma ama hepsi de bir o kadar bakimli. Yeni arabalar bozuldugunda tamir edebilecek teknolojiye sahip olmadiklarindan halen eski arabalari kullanmaya devam ediyorlar. Yeni arabalari satin almaya da bütçeleri el vermeyecegi için, elleri mahkum.
_
_
_
_
_
_
_
_
Maket tekne yapim atelyesine gidiyoruz. Sahibi Fransiz, Fransa'nin kuzeyinden. Yillar önce hobi olarak baslamis maket tekne yapimina ve zaman içinde 40 kisiye is imkani sagladigi atelyesini kurmus. Büyücek bir maket tekne yapimi 1000 saat sürüyormus. O büyüklükte bir tekneyi yaklasik 1000 Euro'ya satiyorlar. Hayli emek ve sabir isteyen, çok detay bir is.
_
Yagmur yagiyor, Tana'nin en yüksek tepesine çikiyoruz. Amacim Tana'yi panaromik fotograflamak. Kapali bir hava ve yagmur damlalarina ragmen manzarayi fotografliyorum. Eh, oldugu kadar. Daha iyisi bir dahaki gelisimize, günesli bir güne. Yagmurun altinda yürüyerek sehir merkezine iniyoruz. Sansa lokal ressamlarin sergisine rastliyoruz. Iyi bir pazarlikla hatiri sayilir sayida yagli boya tablo satin aliyoruz. Benim akrilik, yagli boya ve linol baskilarimla Nairobi'deki evimizin duvarlarinin rengi görünmez haldeyken niye bu kadar çok tablo aliyoruz bilmiyoruz, ama olsun asacak bir yerler buluruz herhalde. Nairobi olmazsa belki Dinard'da.
Politik ve ekonomik krizden dolayi turistler de pek ugramaz olmus Madagaskar'a. Hediyelik esya pazarinda tek basimizayiz. Saticilarin özel ilgisinden biraz rahatsiz olsak da yine de pazarin keyfini çikartiyoruz. Içinde bulunduklari durumu kullanarak kiran kirana pazarlik yapmak istemiyoruz. Pazarligimizi tadindan birakip birkaç Tana hatirasi satin aliyoruz.
Salonumuzda benim resimleri itistirerek duvarda yer buldugumuz iki Tana hatirasi tablomuz ve hatira esyalarimizin barindirdigi hatiralarimiz esliginde bu yazimi yazdim. Bu bizim için Madagaskar ile sadece bir tanisma gezisiydi. Devam edecek detay Madagaskar yazilarim için gezi planlarimizi yapmaya basladik bile...
Durun daha yazi dizim bitmedi ki yarin Fransa'nin deniz asiri departman adasi La Réunion'a geçiyoruz... Orada görüsmek üzere...
2 yorum:
Maket tekneye bayildim.
Sevgiler,
Evet, maket tekneleri yapmasi hayli emek istiyor ama sonuç muhtesem. Selamlar...
Yorum Gönder