Geçenlerde Hürriyet Gazetesi'nde okudugum bir haberi sizlerle paylasmak istiyorum.
Haber aynen söyle; "Batı Kenya'da garip bir sünnet olayı yaşanıyor. Çocuklar erkekliğe adım atmasının göstergesi olarak sünnet ediliyor. Ancak geleneklere göre sünnet düğünü üç gün sürüyor. Toplu sünnet töreninin ilk iki günü dans ve eğlenceyle geçiyor.Son gün yaşları 11-13 arasında değişen erkek çocuklar önce bir derede yıkanıyor, daha sonra gövdeleri çamurla sıvandıktan sonra sünnete hazır hale getiriliyor. Sünnetçi ise bıçağını biledikten sonra sünnet için herşey hazır. Ancak çocuklar sünnet edilirken ayakta durmak zorundalar ve ağlamamaları gerekiyor.Çocukların yüzündeki korkuyu ise gözlerinde anlamak çok kolay. Belli ki üç gün boyunca ayakta sünnet edilecekleri anın korkusunu yaşıyorlar."
Bizde de aslinda erkek çocuklarimiz komik kiyafetlere büründürülüp kapi kapi es, dost, akraba gezdirilerek yaslilarin elleri öptürülmüyor mu? Ardindan da sazli, sözlü dügün dernek yapilip, tonlarca para çarçur edilmiyor mu? Ne o oglum sünnet oluyor, hatta erkek oluyor. Peki kizlarimiz büyüdügünde niye kutlamiyoruz? Hiç düsündünüz mü bunu? Eger Kenya'da da sünnet Kemal Özkan'in fennî yöntemleriyle yapiliyorsa - ki hiç sanmam - o durumda tek fark Kenyali çocuklarin derede yikanmasi,çamura bulanmasi ve ayakta sünnet olurken onlari zapt edecek kirvelerinin eksikligi.
Sünnet deyince Kara Afrika'da yasanan büyük bir ayip, genç kizliga adim atan kiz çocuklarinin zorla sünnet edilmesi ve bunun neticesinde bir kisminin hayatlarini kaybetmesi geliyor aklima.
Bu konuda ufak bir arastirma yaptim.
Kenya'da aralık ayı kız çocuklarının sünnet edildiği ay. 2007 Aralık'ındaysa bu rakam önceki yıllarla kıyaslandığında artış göstermis.
Bunun baslica nedenleri:
- Medyanın ve diğer kurumların seçimlere ve kisa süreli yasanan iç kargasaya odaklanması,
- Erkek liderlerin kız çocuklarının sünnetine karşı duyarsızlığı,
- Kenya'daki otoritelerin kanunları uygulamaktaki isteksizliği.
Kisacasi aileler politik ortamdan faydalanmıslar. Çocuk hakları alanında çalışan aktivistler ailelerinin kız çocuklarını sünnet ettirmek için bu üç maddenin hazırladığı koşulları değerlendirdiğine inanıyorlar. Tatilden eve döndüklerinde sünnet edileceklerinden korkan yüzlerce kız çocuğuysa okuldan kurtarma merkezlerine kaçıp, siginmislar.
Uluslararası insan hakları kuruluşu Equality Now'ın Kenya'da kadın sünnetini önlemek için çalışan temsilcileri karşılaştıkları vakalar ve edindikleri bilgiler karşısında bunaldıklarını ifade ederken, her hafta sünnet edilecek kız çocuğu sayısında artis oldugunu bildirmekte.
Ülkedeki politik koşulları değerlendiren Marakwet Kız Çocukları ve Kadınlar Projesi'nden Hellen Toroitich şöyle diyor: "Sünnetin gerçekleştiği bölgelerdeki yerel yönetimler konu hakkında konuşmuyor bile. Erkek politikacılar oy kaybetme korkusuyla kadın sünnetine karşı bir duruş benimsemiyor. Kadın sünneti 2001'de yasal çerçevede yasaklanmış olmasına rağmen, otoriteler yasayı uygulamak için acele etmiyor."
İnsan Hakları ve Demokrasi Merkezi'nden Ken Wafula, "Şefleri ve asistanlarını yasal düzenlemeler ve çocuk hakları konusunda eğitmek gerekiyor çünkü bu duyarlılığa hiçbiri sahip değil" diyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 1996'daki araştırmasına göre Kenya'da kız çocuklarının yüzde 50'si sünnet ediliyor. Uygulamanın sıklığı şehirlerde düşerken, kırsalda yaygınlığını koruyor.
Equality Now'dan Jessica Neuwirth: "Marakwet'teki otoriteler ebeveynlere ve sünneti gerçekleştirenlere, bunun yasaya aykırı olduğunu ortaya koyan ve yasaya uymayanlara tolerans gösterilmeyeceğini söyleyen açık bir mesaj yollamalı. Kız çocuklarını sünnet edenler cezalandırılırken, sünnet edilmemiş kız çocukları etkin bir şekilde korunmalı." diye görüsünü belirtiyor.
Dünya genelinde 130 milyondan fazla kadın ve kız çocuğu şu an sünnetli. Her yıl en az iki milyon kız çocuğu sünnet ediliyor. Bu rakam günde altı bine denk geliyor.
Kadın sünneti temel bir insan hakkı ihlalidir.
Aci ama gerçek...
7 yorum:
Ne yazık ki öyle..acı ama gerçek,bir roman okumuştum köle diye gerçek hayat hikayesi bu kadın sünneti detaylı anlatılmış..çok etkilenmiştim.Burda da bazı kampanyalar düzenleniyor o ülkelerin yöneticilerinin ve dünyanın dikkatini çekmek için..ama ne kadar başarılı oluyor soru işareti tabii.Bize gelince o şatafatlı sünnet düğünlerini zaten hiç anlamam imkansız.yazacak çok şey varda,zaten bu dünya da yaşananları insanları düşününce içinden çıkmak imkansız..bunca insan niye boşu boşuna yaşıyor...Yine de daha güzel bir dünyaya diyelim,sevgiler.
asis
Offf ...yazinin basligini okudum ve "insallah kizlarin sunnet edilmesinin Afrika'da bittigini anlatir" dedim icimden...Diyecek soz bulamiyorum...
Hadi Afrika, farkli bir kultur.Ben de senin gibi ulkemdeki erkeklerin sunnet toreni ile sunnet edilmesine karsiyim.Bir cocuk icin nasil bir travmadir bu ve bir organa ne kadar buyuk bir onem vermektir...
Allahtan ülkemizde yeni moda erkek çocuklari dogar dogmaz sünnet edilmeye baslandi bir süredir. Ancak erkek anneleri bu durumda kendi dügünlerinde giyemedikleri gelinlikvari kiyafeti giyemeyip, içlerinde kalmis olan dügünü yapamiyorlar. Ne yazik ki :-).
Desertwind kanunen yasaklansa da maalesef halen devam ediyor kiz sünneti Kenya'da, Etiopya'da ve sanirim diger bir sürü Afrika ülkesinde.
Sanırım bir iki ay önce burda gazetede okumuştum,etiopyalı bir aile galiba tam hatırlamıyorum.Baba kızını 3 yaşında iken sünnet etmiş sonra bir doktor kontrolü sırasında doktor anlamış ve şikayet etmiş..babayı tutuklamışlar-yasak olduğunu bilmiyorum demiş..yani avrupanın göbeğinde bile yapıyorlar.Yazmadan geçemedim...selamlar
asis
korkunç bir olay ve rakamlar da cabası:((
Ben fotoğraftaki usturaya takılıp kaldım. aman allahım bir de ayakta, hiç ağlamadan?
Her ülkenin, bölgenin kültürel çeşitliliğini koruması taraftarı bir kişiyim ama insan sağlına ve insan halarına akırı her türlü gelenek görenek terk edilmeli.
Allah'ım inanamıyorum böyle bir şeye.Sizin yazınızı okuduktan sonra aratırma yaptım çünkü nasıl birşey olacağını tahmin edemedim.Bu ne garip birşey.Bu insanlar hiçmi kendilerini geliştirmezler.İçime sıkıntı çöktü ya.
Bloğunuz çok hoş,paylaşımlarınız güzel.Maymundan zarar görmemenize sevindim.O kadar yaklaşmanız bile cesaret gerektiren bir durum.tekrar görüşmek üzere.şimdilik hoşçakalın.
Yorum Gönder