Benim piyano hocası Winnie meğerse beni jazz piyanisti Diana Krall'a benzetirmiş. Bu olağanüstü iltifat karşısında "Pöf, daha neler" diyeceğime ne desem beğenirsiniz? Ağzımdan aynen şu kelimeler çıktı "Winnie the POOH!". İkimiz de kahkahalarla gülmeye başladık. "Bu aynen hani bizim bütün Uzakdoğuluları birbirine benzetmemize, hangi milletten olduklarını anlamamamıza, Çinli'yi Japon, Japon'u Endonezyalı, Endonezyalıyı Malezyalı sanmamız gibi birşey sanırım. Bu Winnie'nin beni ne kadar çok sevdiğinin bir göstergesi olsa gerek. Bu durumda bana gönül gözüyle baktığı için sanırım o güzeller güzeli, gerek güzelliğine, gerek zerafetine, en çok da müziğine hayran olduğum Diana Krall ile aramda bir benzerlik kurmuş zaar. Bunu bana söylediğinde suratına anlamsızca bakıp "Winnie sana ne ısmarlayayım?" diyeceğime, müzik okulunda olduğumuz için "Winnie sana ne çalayım?" dedim. Zaten sınav parçaları üzerinde çalıştığımız için "O zaman, haydi bana jazz parçanı çalıver" dedi. Eh, başladım çalmaya da acucuk ucundan Diana Krall'a benzetiliyor olmak bana bu parçayı çalmada ekstra bir avantaj sağlamıyordu tabi ki. "Klasik bir parça ver, gözünün yağını yiyeyim Winnie" dedim. Bu sefer anlamsız bakma sırası ondaydı. Çok iğrencim, biliyorum. Ayrıca bu sözden de NEFRET EDERİM. Ancak, cümle içinde kullanmak istedim, ne yapayım? Pek çaktırmasam da klasik biriyim ben aslında, dolayısıyla da klasik parçalara yöneliyorum hemen. Of dedim Winnie'ye benim içimde Afrikalıların hani o doğasında olan jazz ritmi yok. Amerika'da da zaten "Jazz", "Blues" Afrika'dan hani zorla Yeni Dünya'ya şeker plantasyonlarında çalıştırılmak üzere götürülen zenciler sayesinde doğmadı mı? Adamların içinde gerçek ritm duygusu, (+) müzik kulağı, dolayısıyla bunlara ilaveten dans kabiliyeti, sporda yüksek yetileri, vesaire, vesaire, var da var işte. Sizi bilmem ne dersiniz, ama Ben Afrikalılara ÜSTÜN IRK diyorum. Neyse biz konumuza dönelim. "Bak Winnie!" dedim. "Ben bu parçanın içine ediyorum, gel yol yakınken dönelim, 3. parça olarak paşa paşa bir klasik partisyon seçelim". Winnie Nuh dedi Peygamber demedi. Dedim, Kenya'nın ileri gelen piyanistlerinden Winnie'nin zaar bir bildiği vardır. Hele bir de Winnie beni ilginç benzetmesiyle taltif etmiş, bu durumda ona asla karşı gelemezdim, tabi ki boyun eğdim.
Neredeyse sınava gireceğime bunalıma girmek üzereydim kiiiiiiiiiiii.
Merak ettiniz değil mi, şimdi ne aşamada olduğumuzu.
Söylemiyeceğim, işte, acucuk daha merak ediverin :-).
Tamam tamam, bugün ağzımda bakla ıslanmıyor.
Hayli kilolu Winnie sayemde bir taşla iki kuş vurup birkaç kilo verip form tuttu.
Ben mi?
Yuppi!!! Çabalar meyvelerini gayet güzel vermekte....
Teşekkürler Winnie...
2 yorum:
:)))Winnie bir benzerlik bulmasa söylemezdi dimi ama,insanın hayatında güzel şeyler olması güzel.Motivasyon tam gördüğüm kadarıyla ;)hadi bakalım kolay gelsin.O gözünün yağına gelince ığğyy ben de sevmem kim bulmuş söylemiş bilmem :))) eksi 12 li yerden sevgiler sana...
asis
Selam Asis, Öyle birine benzetildikten sonra ister istemez insanda motivasyon patlaması oluyor. Şaka bir yana, zorlu bir hazırlık. Motivasyon olmadan olmuyor. Gerçi arada motivasyonumu kaybediyorum, arada toparlıyorum. İşte dengeyi buluyorum sanırım. Öptüm. Burası sanırım 30 derece civarında :-)...
Yorum Gönder