Dün lokal bir rehber esliginde biri Belçikali, biri Cezayirli, biri Fransiz, digeri bendeniz Türk 4 hanim (bizim Karadeniz fikralari gibi basladim yazima) yaklasik 1.8 milyon nüfusuyla Kenya'nin en büyük, Afrika'nin da Güney Afrika'daki Soweto gecekondu mahallesinden sonra ikinci büyük gecekondu mahallesi Kibera'daydik. Aslinda 2.5 kilometrekareye yayilmis, yaklasik 1,8 milyon nüfusu barindiran bu bölgeye gecekondu mahallesi demek haksizlik olur. Kibera Nairobi merkezinin 5 km güney batisinda adeta bir gecekondu sehri. Nairobi'nin %1'lik alanini kaplayan Kibera ters orantili olarak Nairobi nüfusunun 1/4'ini barindiriyor.
Nairobi'ye geldigimden beri gezme hayalleri kurdugum, ama çekindigim, belki de vakit bulamadigim, dolayisiyla da bir türlü gerçeklestiremedigim Kibera gezisi nihayet Nairobi Accueil'ün tertipledigi organizasyonla gerçege dönüstü. Nairobi'nin diger yüzü Kibera'yi görmeden, Nairobi'de yasadim, ben avucumun içi gibi bilirim diyemezsiniz. Evet, ben artik Nairobi'yi iyi bilirim diyebiliyorum. Yola çikmadan önce grubumuza gönderilen (yaniniza fotograf makinasi almayin, alacaksaniz da küçük bir sey olsun, degerli, degersiz hiçbir taki takmayin, ulu orta fotograf çekmeyin, izin isteyin fotograf çekmeden önce, yaniniza fazla para almayin, büyük çanta tasimayin, hatta münkünse çantasiz gelin, eski püskü kiyafetler giyin gibi) uyari mesajlariyla biraz ürktük açikçasi. Ancak bir kez karar vermistik, "bu yoldan dönenin kaşığı kırılsın!" dedik ve uyarilari dikkate alarak giyinip, kusanip yola koyulduk. Bulusma noktasinda bizi rehberimiz Cartoon karsiladi. Yanlis anlamayin her ne kadar adi ve görüntüsüyle çizgi filmden firlama komik bir tip de olsa Cartoon bir çizgi film karakteri degil, sizin benim gibi kanli, canli, gerçek bir Kenyali. Neyse, Cartoon'un pesine pesi sira takilip bulusma noktamizin hemen yanindan Kibera'ya kalkan bir matatuda (Kenyali minibüs) aldik solugu. Benim için matatuya binmek de bir ilkti. Bu vesileyle matatuya nasil binilir, hatta nasil inilir hepsini ögrendim. Herseyin bir adabi var ama degil mi? Efendim matatudan inmek istediginizde öyle bizdeki gibi "Hoooop sagda inecek var!" ya da "Soför bey müsahit bir yerde inebilir miyim?" denmiyor. Inmek istediginizde matatunun tavanini yumruklamaniz yeterli oluyor, bu kadar basit iste.
Matatudan Kibera'nin kalbinin attigi alis veris bölgesinde indik. Sagli sollu çinko plakalarla insa edilmis dükkanlar, dükkanlarin hemen yaninda büyük bir kilise. Sebzeci, meyvecinin hemen yaninda sokaga dikis makinasini kurmus bir terzi kendini son aldigi siparise vermis, onun yaninda cep telefonu kontürü satan bir dükkan, bakkal, çakkal ne ararsaniz orada toplasmis. Mahallenin içine girmeden önce isabetli bir kararla bir bakkalin önünde durup herkese bir sise su aliyoruz. Hava çok sicak. Cartoon bu dükkanlarin bulundugu bölgenin, hatta kilisenin 2008 yili seçim sonrasi Kikuyu ve Luo kabileleri (en büyük 1. ve 2. kabileler) arasinda yasanan etnik çatisma sirasinda yandigini, yikildigini, yerle bir oldugunu anlatti. Su an hersey yerli yerinde, o halini tahayyül etmesi biraz zor. Bu etnik kargasa Kikuyu baskaninin cumhurbaskani, Luo baskaninin da basbakan olmasiyla son buluyor. Catismalardan önce Kibera'da ticareti ellerinde bulunduran Kikuyu kabilesi çatismalarla birlikte Kibera'yi terk etmis. Ortalik durulduktan sonra da yavas yavas Kibera'ya geri dönmeye baslamislar. Simdi hersey süt liman, kardesçe geçinip gidiyorlar.
Neyse biz gezimize Kibera'nin bati yakasiyla basliyoruz ve içerilere dogru nüfuz ediyoruz. Dar toprak yollardan ilerliyoruz. Sansliyiz yagisli sezona denk gelmedigi için bu gezinin. Kuvvetle muhtemel tuvaletlerden sizan pis sularin üstünden atliya siçriya yürüyoruz. Camurla sivali, dami çinkodan evler birbirine bitisik olarak kurulmus. Bu sicakta o çinko çatili evlerde sicaktan telef olmak içten bile degil. Kendi içinde 13 köye ayrilan Kibera'nin hepsini bir günde gezmenin imkani yok. Ilk duragimiz, gençlerin dans, akrobasi ve tiyatral gösterilerini izlemek üzere Kibera Hamlet. "Kibera Hamlet" gecekondu gençliginin potansiyellerini ortaya çikararak onlari zihinsel, sosyal ve fiziksel anlamda gelistiren bir egitim programi uyguluyor. Cocuklarin gösterilerini yari hüzünlü, yari sevinçle izliyoruz. Yeterki istensin, yokluk içinde bile istenirse nelerin yapilabileceginin kaniti karsimizda. Ellerimiz aciyana kadar alkisliyoruz. Cocuklar mutlu, onlarin o gülen gözlerininin üzerimizde biraktigi buruk ama mutlu duygularla Kibera Hamlet'in derme çatma, çinko çatili, yer yer kirilmis beton zeminli barakasindan ayriliyoruz. Istikamet "Kibera Hamlet" adina satis yapilan minik dükkan. Yardim amaçli herkes ufak tefek bir seyler satin aliyor.
Kibera'yi iyice taniyabilmek için bir ev ziyaretinde bulunuyoruz. Elimiz bos gitmeyelim düsüncesiyle yoldan un, pirinç, vs alip gidiyoruz. Sadece yaklasik 9/10 m2'lik bir odadan olusan evin sahibi hanim 25 yaslarinda, iki çocuk sahibi. Evde mutfak yok, tuvalet yok, sadece bir oda, 4 nüfus burada bariniyor. Kösede 2 kisilik bir yatak, yatagin üstünde geceleri asagi indirilen bir perde var. Cocuklar televizyonun karsisina konulmus koltukta uyuyorlar. Büyük kizi okulda, 5 aylik minik oglu ise annesi ev islerini rahat yapabilsin diye anneanneye birakilmis. Evin 1 aylik kirasi 600 Kes, yani yaklasik 12 TL. Aaa ne kadar ucuz demeyin! Olmayinca 600 Kes bile fazla geliyor insanlara. Karsilikli birbirlerimizin hayatlarini tanimak adina sorular soruyoruz. Dünyalar apayri. Kendi hayatlarimizi kelimeleri ustaca seçerek, onu üzmeyecek sekilde anlatmaya çabaliyoruz. Hüzünleniyoruz. Kibera'nin kurulu oldugu arazinin sahibi hükümet. Bazi akillilar hükümetten kiraladiklari yerleri Kibera halkina biraz daha yüksek fiyatla kiraya veriyorlar. Mafya her yerde mafya iste. 2009 yilinda hükümet Kibera'da yeni betonarme binalar yapmaya baslamis. Ancak Kibera'lilar bu evlere tasinmak istemiyorlar. Nedeni yeni evin hayatlarini daha da zorlastiracagi düsüncesi. Su olmadigindan 4 Kes'e aldiklari 20ltlik bidonlari bu sefer üst kattaki dairelere tasimak zorunda kalacaklarini, bunun da hayatlarina ekstra bir külfet getirecegi düsüncesindeler. Halbuki su an düz ayak evlerde yasadiklarindan en azindan daha az zorlaniyorlar evi çekip çevirmekte. Eskiden güvenlik çok büyük problemmis Kibela halki için bile. Hirsizlik had safhadaymis. Ancak yakalayabildiklari hirsizlari acimasiz Kibera kanunlarina göre cezalandirmaya basladiklarindan beri hirsizligin neredeyse kökünü kurutmuslar. Güler yüzlü ev sahibine tesekkür edip yolumuza devam ediyoruz.
Bir sonraki duragimiz hayvan kemiklerinden taki üretim atölyesi. Atölyeye dogru yol alirken Mombasa-Uganda arasinda isleyen tren yolunun hemen yanindan geçiyoruz. Tam o esnada eski mi eski bir yük treni tozu, dumana katarak geçiyor yanimizdan. Ne saç, ne bas, ne üst hiç birsey sabah ki gibi degil artik. Nairobi Accueil'ün uyari yazisinda neden eski püskü giyinin denildigini simdi anliyorum. Olsun umurumda bile degil, ilginç bir yer, ilginç bir deneyim, varsin saç bas dagilsin, üstümüz basimiz toz içinde kalsin. Hemen sagima soluma bakip yelegimin altina gizledigim fotograf makinami çikartip deklansöre pesi sira basiyorum tren gözden kaybolana kadar.
Yol kenarlarina umumi tuvaletler insa edilmis. Evlerin tuvaletleri bu umumi tuvaletlerden ayri. Yaklasik 10 ev ayni tuvaleti kullaniyor. Zor bir durum. Yol kenarlari her türlü çer, çöple dolu. Rehberimize neden çöpleri sokaklara attiklarini soruyorum. Belediye'nin onlarin çöp sorunuyla ilgilenmedigini, eski aliskanlik, atalarindan böyle gördüklerini ve bu gelenegi sürdürdüklerini söylüyor. Özellikle yagisli sezonda kolera vs bulasici hastaliklarda artis oluyormus. Olmaz mi, hem de alasi olur bu kosullarda. Kenya'nin toplam 2.2 milyon AIDS'li nüfusunun 1/5 kadari da Kibera'da yasiyormus.
Tren geçip gidiyor, biz de tren yolunun yanindan ilerleyip hayvan kemiklerinden taki üretim atölyesine ulasiyoruz. Calisanlarin üstü basi, saçlari, kaslari bembeyaz. Biz de içeri girip çikmamizla bembeyaz oluyoruz. Hayvan kemikleri özel hizarlarla kesilip, içlerindeki ilikleri çikartilip zimparalanip, taki yapilmak üzere boncuk haline dönüstürülmeye hazir hale getiriliyor. Boncuklar daha sonra kazanlarda özel kimyasallarla kaynatilip renkleri beyazlatiliyor. Ardindan bazilari boya kazaninda boyaniyor. En son asama takilarin hazirlanip tezgahlarda müsterilerle bulusmak üzere yerlerini almasi. Burada da iyi bir pazarlikla ufak tefek alis veris yapip yine yolumuza devam ediyoruz.