7.12.08

Zanzibar (1)

Dünyanin belki de en sicak, en samimi, en yoksul ama en güler yüzlü insanlarinin ülkesi Tanzanya'dayiz yine. Esimin Daüsselam'da iki günlük toplantisi akabinde bu sefer Tanzanya'nin adasi Zanzibar'a geçmeye karar verdik. Zanzibar'a feribot veya uçakla geçilebiliyor, ancak havaalanina gidis yolunda zaman kaybedecegimize Darüsselem'da kaldigimiz otelin hemen yakinindaki limandan kalkan feribotla Zanzibar yolculugumuza baslamayi uygun gördük. Yillardir hayallerimi süsleyen Zanzibar, özellikle Türkiye ve Avrupa'da birçok bar ve restorana adini vererek beni ve benim gibi birçoklarini "Acaba nerede bu Zanzibar?" diye haritaya bakmaya sevkeden bir ada kimliginden siyrilirken merak ve heyecanla karisik degisik duygulari ayni anda tatmama neden oldu. Sabahin köründe limana geldigimizde hava nemli ve hayli sicakti. Limanda feribotun kalis saatini beklerken oturdugum yerden kah Zanzibar'a gitmek üzere kuyruga itis kakis giren yerli halki gözlemlerken kah da Solmaz Kâmuran'in romani Kiraze'nin satirlari arasinda çikmis oldugum tarihi yolculuga devam ettim. Feribota bavullarimiz, sirt çantalarimiz ve elimde içinde Darüsselam'dan African Queen ve kendimiz için özenle seçtigim tingatingalarin bulundugu rulo ile bindik. Bindik binmesine, ama inerken bir eksikle, tingatinga rulosunu feribotta unutarak iniverdik (Aman African Queen duymasin!). Zanzibar polisinin pasaportlarimizi kontrol ederken "Jambo" (merhaba), "Karibu" (hosgeldiniz) diyerek bembeyaz 32 disi ortada bizi karsilamasindan sonra hele aklimiza bile gelmedi tingatinga rulomuz. Stone Town'un merkezinde Zanzibar Palace Hotel'e yerlestikten çok sonra bir anda simsek çakti beynimde ve odada tingatinga rulosunu aramaya basladik, ama nafile. Neyse, ertesi gün planladigimiz baharat turu akabinde feribotun varis saatine denk limana gidip umudumuz olmasa da rulomuzu sormaya karar verdik. Limandaki kayip esyalar bürosuna gittigimizde ruloyu duvara dayali görünce açikçasi çok sasirdik, ama yine de adada hirsizlik yok düsüncesiyle seyahatimiz boyunca tedbirimizi elden birakmadik.Adinin Perslerden geldigi söylenen Zanzibar farsça "Zangi-bar", yani siyahlarin sahili anlamina geliyor. Asinda Pemba, Unguja ve Maphia takim adlarinin ortak adi Zanzibar. Günümüzde Zanzibar olarak bilinen adanin asil adi ise Unguja. Ancak adinin popülerliginden olsa bu takim adalardan en turistik olani, yani Unguja günümüzde Zanzibar olarak aniliyor.Otele yerlestikten sonra Stone Town'u (Zanzibar'in bassehri) kesfe çikiyoruz yayan olarak. Daracik sokaklarda beberler, hirdavatçilar, bakkallar, terlikçiler, tamirciler... Dükkaninda sicaktan bunalmis bir terzi pedalli dikis makinasini dükkaninin önüne çikartmis, haril haril siparis aldigi isini yetistirmeye çalisiyor. Yol kenarina dizilmis yerli kadinlarin yayvan hasir sepetlerinde tropikal meyve öbekleri... Kadinli erkekli yogun bir kalabalik. Nüfusun % 95'inin müslüman oldugu adada kadinlarin çogu rengarek yerel giysili, kimisi ise çarsafli, genc kizlar baslarinin üzerindeki sepetleri ve bohçalari dimdik tasiyorlar, erkekler ise üzerlerindeki entarileri, baslarindaki fes ve takkeleriyle çizdikleri tabloda insani adeta zaman tünelinde 200 yil öncesine götürüyorlar. Insanlar çok agir hareket ediyor, adeta zaman durmus gibi. Ya da bir film setinde yüzyillar öncesi canlandiriliyor da biz de konuk sanatçilariz. Ama o üzerimizdeki modern kiyafetlerle o dekora ne kadar uyuyoruz tabi o tartisilir. Yerli halk fotograf çeken turislere alismis. Eger fotograf çekmek için izin isterseniz genelde izin veriyorlar, hatta bazilarinın gelir kaynağı olmuş turistlerim bu çektiği fotograflar. Az bir miktara anlasip yerli halki fotograflariniza model yapabilirsiniz. Bu arada bir çocuk evinin süslü kapisini aralamis çekingen bakislarla gelen geçeni gözlüyor. Bir kaç fotografini çekip çantama çocuklara veririm düsüncesiyle attigim sekerlerden veriyorum. Sekerlere çok seviniyor, ama "Kalem de var mi? Okul için lazim da." diyor. Yanimda olmadigini söylüyorum, ama yarin ona kalem getirecegimize dair söz verip, içimiz parçalanarak ayriliyoruz yanindan. 8.yüzyilda adaya gelen Araplarin egemenligi 19. yüzyila kadar sürmüs, sonra Almanlara, daha sonra da Ingilizlere geçmis yönetim. 1866'da Ingilizlerle olan savas tarihin en kisa savasi, Zanzibar 45 dakikada teslim olmus. Daracik sokakli Stone Town'un tüm kapilari oymali, kakmali, metallerle bezeli. Arap gelenegine göre kapi, ev sahibinin varliginin simgesiymis. Yerliler ne yapip edip o yoksul klübelerine birer süslü kapi takarmis. Kapilar genelde tik agacindan yapilmis oldugundan günümüze kadar gelebilmisler. Stone Town'da dolasip hemen hemen tüm süslü kapilari fotografliyoruz.
Dolasirken Hotel Hurumzi'nin terasinda mola verip Zanzibar manzarasina karsi yemeklerimizi yerken buz gibi lokal Klimanjaro biralarimizi yudumluyoruz.






























Simdilik bu kadar...

Yarin Baharat Turu... Kurban Bayrami'nda da baharat turu iyi gider diye düsündüm :-).

Bu vesilesiyle de herkesin bayrami kutlu olsun efendim...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazıyı okurken ben de kendimi zaman tünelinden geçmiş gibi hissettim,resimler de zaten bunu gösteriyor ;)iş yerin de Taylandlı bir arkadaş var konuşurken öyle Kenya da tatil yapmış o söyledi jambo merhaba demek diye bir de bütün kadınlara mama diye hitap ediyorlarmış ;)sevgiler Figencim devamını bekliyorum,bu aralar pek bloga zaman yok ara ara uğrarım...
asis

Adsız dedi ki...

Mutlu bir bayram diliyorum,sevgiler...

Adsız dedi ki...

Kurban olsun African Queen sana!
Ne diyeyim, daha da bir değerlendi Tingax2'm şimdi hikayeni okuyunca. Diyorum ki hazır komşu kapısı yapmışken bir tane de şu gösterişli kapılardan alıp getirsen, evdeki nişi dolap haline getirme planım var. Kapıdan kapak yaparım. Olur mu? :-)

Merakla hikayenin devamını ve fotolarını bekliyorum.
AQ

figoltx dedi ki...

Asis ben orada basldim Swahilice konusmaya. Nasil mi? "Alayküm selam/Selamin Aleyküm"ü çok kullaniyorlar mesela, ayrica "Habari gani", yani bizim "Ne haber?", bir de cevabini ögrenince "Muzuri sana." ben bülbül gibi ötmeye basladim Swahilice. Ama devami yok. Ilk basta insanlar çok sasiriyorlar tabi ama muhabbet simdilik bu kadar. Eh, artik zaman icinde Swahili kelime haznemi daha da zeninestiririm :-).
Iyi Bayramlar...

figoltx dedi ki...

Esra, ben de mutlu ve huzurlu bir bayram diliyorum herkese...

Gelelim AQ'ya. African Queen'im, Sandra Bullock'um, valla benim için de öyle bir degerlendiler ki su tingatingalar, bu durumda korkarim tigalar aynen Hikmet Cetinkaya'nin tablolarinin akibetine ugrayacaklar :-). Saka saka korkma bu sefer yamuk yok. Alaçati'na neyin asacaksin 3 vakte kadar...
Sen siparis ver ben tasirim güzelim, kapi, tokmagi, pervazi, komple, sirtima yükler getiririm.
Kapidan kapak, kapaktan nis, nisden yatak bilirim sen yaparsin, senden hersey beklenir...
Cok öptüm.
Harika bir bayram dileklerimle, perde...

Löplöpcü dedi ki...

Zanzibar Palace Hotel'e internetten baktımda, gecelik 150 dolar civarında fiyat veriyor. Siz ne kadar ödemiştiniz? İntenetten mi rezervasyon yaptınız?
teşekkürler