21.8.09

Bir kaçagin itiraflari...

Yaklasik 2 aya yakin kayip halimi açiklamaya çalisacagim bu yazimda.
Haziran Nairobi'nin en hareketli, en sosyal aylarindan biriydi. Bir önceki yazimdaki Umoja köyündeki gibi, erkeklerin kabul edilmedigi, tebdil-i kiyafetle, peruk, ilginç makyaj ve kiyafetlerle düzenlenen dogum günü partileri. Okullarin kapanma ve herkesin ülkelerine dagilma zamani öncesi evlerde kim önce parti verecek yarisi. Benim bu arada resim, litografi ve Ekim ayi piyano sinavima hazirliklarim ile bir de Etopya'ya is üstü kesif seyahatimiz olunca bendeniz birazcik blogumla arami açmis bulunuyordum zaten. Üstüne de 5 haftalik Alaçati, Türkiye ve Dinard, Fransa tatilimiz de girince hiç elim gitmedi açikçasi yazi yazmaya. Neyse, gerçeklere geçen hafta dönüs yaptik, ama ancak blogumun basina oturabiliyorum.
Tatilden kisaca bahsedeyim hazir yeri gelmisken. Tek kelime ile harikaydi. THY'in Nairobi-Istanbul hattiyla TR'a ayak basip, ardindan Izmir'e nail olduk. Bu seferki gelisimizden ailenin hiçbir ferdinin haberi yoktu. Izmir'de arabamizi kiraladik ve Alaçati'ya dogru yola koyulduk. Bu arada yoldan annemi aradim. Nairobi'de yagmur yagiyor, biliyorsun Güney Yarimküre'de kis ne de olsa, bla, bla dedim. Kis da, kis görmesek inanacagiz. 24 derece gündüzleri, 18 derece geceleri. Neyse, anneme Alaçati'da havanin nasil oldugunu falan sordum. Bu yaz çok gelmek istedik ama maalesef mümkün degil de dedim. Bu konusma bitimine dogru biz zaten Alaçati'daki annemlerin evinin önüne varmistik bile. Nairobi'deki tebdil-i kiyafet dogumgünü partisi için aldigim perugu kafama geçirip, gözümde gözlüklerim annemlerin kapi zilini çaldim. Bu arada ailemizin Cevat kellesi, Yves'de fotograf makinasi, kamera, etc, tüm ekipmaniyla çekime baslamisti bile. Annemin sesi duyuldu "Kim o?". Ben sesimi degistirip, "Ben karsi komsunuz, yeni tasindiginiz için hayirli olsuna geldim." dedim. Ne kadar sesimi ve tipimi degistirmeye çalissam da, annem tabiki 40 yillik kizini, fazlasi var da neyse orasini bosverin, sippadanak tanidi. Babama da ayni sakayi yaptiktan sonra sira ablam ve yegenime geldi. Onlar da annemlerden bir sokak ötede ikamet ediyorlar. Neyse annem bu perukla çok kolay tanindigimi, en iyisi bir esarp takmam gerektigini söyledi. Esarbi taktim ve maaile yola düstük. Ben ablamlarin bahçe kapisinda disarida bekliyorum. Annem bahçeye girdi. Yves arkamda çekim ekibi olarak yerini almis yine. Ablam bahçede çiçekleriyle ilgileniyordu. Annem ablama sana çok iyi bir temizlikçi kadin getirdim, hem iyi is yapiyor, azi var dili yok, hem de az paraya çalisiyor diyor. Ablam da ben memnunum temizlikçimden, gerek yok diyor. Annem israr ediyor beni görmesi için. "Sen bir gör, ayip olur bak buralara kadar gelmis, hem belki fikrin de degisir." gibi seyler söylüyor. Neyse sadete gelirsek, ablam da kardesini esarpli, o sümsük haliyle bile tanidi. Zeyno'nun, yani yegenimin tepkisi çok hostu. Gözlerine inanamadi, bir sarildi ki bana, görülmeye degerdi. Efendim, hayli duygulu anlar yasadik.


Annemlere sürprize giderken...
_

Zeyno tetesiyle hasret giderirken...
Bu arada tatilimiz boyunca sörfler yapildi, gölgede tembel tembel yatilip kitaplar okundu. Annemler yeni tasindiklari için evde onlara yardim edildi. Alaçati pazari talan edildi, ama bavulda fazla yer olmadigi için alinacaklar bir sonraki yaza birakildi...
Ildiri'da maaile gün batiminda balik keyfi...


Bir hafta kadar Alaçati üstü Fransa, Dinard'daki evimizde tatilimizin devamini getirdik. Alaçati'daki fistik gibi havadan sonra Dinard bizim için adeta kis gibiydi. Neredeyse kaloriferi yakacaktik, hatta ütüne sömine bile iyi giderdi. Ilk hafta sonu günes yüzünü gösterince biz de motosiklet gezilerimize basladik.

_

Yves'in motosikleti hazirlamasini beklerken. Eeee, ne demisler? Vakit nakittir...


Bahçeye aldigimiz lavantalari diktik. Angola'da tanistigimiz, Dinard'a 2 saat mesafede oturan arkadaslarimiz bir haftasonu gelip kaldilar. Onlarla Dinard'daki sergilere gittik. Bahçede bbq üstü keyif yaptik. Nairobi'de bizimle ayni sitede bir dönem oturan, Fransa'da Rennes'e tasinan arkadasim Davong bir haftasonu bizde kaldi. Onunla da Orta Cag'dan kalma sehir Dinan'a gittik.


Davong ve ben Dinan'da...

Orta Cag sehri Dinan'dan bir görüntü...


Bu arada piyanoma ikinci kere akort yaptirttim. Mayis ayinda gelen ayni akortçu bey geldi yine. Piyanoyu görünce pek bir güldü. Ben de "Gümüs hazine deposunun ikinci akorda ihtiyaci var dedim." Bu sefer birlikte güldük. Benim gümüs hazineme gelene kadar adamcagiz kim bilir nelerle karsilasiyordur gittigi evlerde.
Of, çenem düstü yine.

Arada yazilarimla ses vermeye niyetim var, arayi bu kadar açmamali ama, degil mi?

5 yorum:

Asis dedi ki...

tatildeyken insanın zaten vakti olmuyor teknolojiyle haşır neşir olmaya..aile geziler kalabalık içinde zamanın nasıl geçtiği bile anlaşılmıyor.Anneler tanırrrr :)taş eve bayıldım birgün bana da inşallah kısmet olur öyle bir ev taş olmasa da :)sevgiler sana...

Şarküteri dedi ki...

Ağzım kulaklarımda okudum valla. Her kavuşmada ben de biraz sarıldım insanlara. Zaten birileri kavuşurken bir yanım hep onlarla kavuşur. Bi de böyle şakalar yapamam ben, yüreğim kaldırmaz. Mesala türkiye' ye inmiş olsam "anne son anda işim çıktı, gelemeyeceğim" diyebilsem bile -ki diyemem zaten- bir iki dakika içinde salya sümük geri arar "şaka yaptım yahu, allah benim belamı versin, gelemez olur muyum hiç" diye günah çıkarmaya girişiirim... Annenin "temizlikçi kadın oyununa" şapka çıkartıyorum, ne güzel bir tezgah. Okuyucu psikolojisiyle hiç anlamasın istedim Tijen Abla ama o da cin çıktı. Kimseyi kandıramadık. Tüh. Piyano akordu da yüzümü güldüren başka bir şey oldu. Çok iyi bilirim bu seromoniyi. Akortçunun tek tek tüm telleri sıkmasını. Benim piyanom Çeşme' de. Üç yıldır bensiz, sessiz. Bilsen ne kadar ihtiyacı var o akortçu amcaya...

Sevgilerimle.

Tanya's dedi ki...

Bayıldım yazıya..en çokta annelere yapılan sürprizlere...ne sevinip hoplamışlardır..ne güzel..özledim tabi bu arada..

hbasak dedi ki...

Arada ses verin, ben de ses vermeye ve gelip okumaya çalışacağım....! Akortçu amca'yi sarkuteri'ye gönderirseniz bana da gelse...Mevsim değişikliğinden midir nedir, teller bırakıverdi sanki kendini...

figoltx dedi ki...

Asis'cim dedigin gibi anneler tanir, hem de hissederler onlar. Insallah sana da kismet olur. Bakarsin komsu oluruz...

Sarküteri akortçu amcayi ayarladim Izmir'e hem tatul hem de senin piyanoyu akota geliverecek... Geldiginde hazir olur böylece akortun...

Tanya'cim, ah ah annemler, ablam, yegenim çildirdilar. O sahne hiç gitmeyecek gözlerimin önünden. Iyi ki yapmisiz böyle bir sürpriz...

- Basak'cim, akortçu amcayi ayarladim Izmir üstü Bursa yapacak. Eh artik gezdirirsiniz amcayi. Ilk olacak TR seferi ne de olsa...