Nedir bu komutlar diye düsünüyorsunuz. Bu yazima baslamadan önce ben de hayli düsündüm su rafting yapmadan önce bize ögretilen komutlar neydi diye. Eh, normal hemen hatirlayamamak, rafting yapali üzerinden tam tamina 11 ay geçmis. Kenya'da senede 2 kere, yagisli sezona denk gelen Kasim, Aralik ile Mart, Nisan aylarinda rafting yapmak mümkün. Öncelikle "rafting" kelimesinin Türkçemize tercümesini kontrol ederek yazima baslamak istiyorum. Sasirtici ama "rafting" kelimesi Türkçelestirilmemis halen. Aslinda Türk Dil Kurumu'muzdan hani "Sallanan sandalye" için "Sallangaçli oturgaç" ya da "Avize" için belirledikleri "Isiltili sarkangaç" vari afilli bir sözcük veya sözcük birikintisi uydurmalarini beklerdim. Ne mesela? Sanirim "Kaydirgaçli adrenalin" uygun kaçabilirdi. Neyse belki TDK'ya önerebilirim bu Türkçelestirilmis rafting söz dizisini.
Geçen Kasim ayini kaçirdik, aslinda geçen sezon yine kurak geçti, belki de pek bir sey kaçirmadik. Umarim Mart ayi yagisi bol olur da bir kez daha kaydirgaçli adrenalin zevkine nail oluruz.
Kenya'da rafting aktiviteleri Whitewaters isimli bir firmanin elinde. Firmanin sahibi Ingilizler. Aktivite sabahi erken bir saatte bizi Nairobi'den alip Nairobi'nin kuzeyine, Tana Nehri kiyisina getirdiler. Biz mi kimleriz? Ben, esim ve Nairobi'de yasayan bir baska Türk çift. Öncelikle nehir kiyisinda kahve ve çaylarimizi yudumlarken ayilmaya çalisiyoruz. Bizden mada baska gruplar da gelmisler bu kaydirakli adrenalin aktivitesi için. Dolayisiyla üç ayri grup olusturuyoruz. Her grubun basinda whitewaters sirketinden görevli bir grup lideri var. Bu liderlerden bir tanesi hepimizi basina toplayip rafting ne menem seydir, nasil yapilir, komutlari nelerdir, neler yapilmali, neler yapilmamalidir bunlari bir bir siralarken arkadasim Nihan ile gözgöze geliyoruz. Ikimizin suratinda da kocaman bir soru isareti "Acaba vaz mi geçsek?" Hele bir de Tana nehrinde uzun yillardir suaygiri ve timsahlara rastlanmadigini, eger rastlarsak onlara hemen haber vermemiz gerektigini duyunca iyice panigimiz artiyor. Ikimizde birbirimizden sinyal bekliyoruz vazgeçmek için. Buraya kadar gelmisiz, "Pilavdan dönenin kasigi kirilsin" diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.
Üç ayri ekip, basimizda liderlerizle minibüse biniyor, Tana Nehri rafting baslangiç mahaline dogru yol aliyoruz. Aklimizda "hold on/tutun, get down/asagi in, left forward/sol taraf ileri, right backward/sag taraf geri, hold on, get down, vs" komutlari ve araya serpistirilmis dualarla nehir kiyisina ulasiyoruz. Bir kaç gün önce buralara hayli yagmur yagmis, yer civik civik çamur. Botlarimizi bizzat nehir kiyisina bizim tasimamiz gerekiyor. Diger gruplar kalabalik, dolayisiyla kolayca tasiyabiliyorlar botlarini. Biz iki hanim, iki bey söylene söylene, vizir vizir kaya kaya, zar zor tasiyabiliyoruz botumuzu. Aklimizda komutlar, botumuz nehir kiyisinda hazir gibiyiz. Nehir pek bir sakin görünüyor gözümüze. Ellerimizde kürekler bota biniyoruz. Nehir cosmadan önce liderimiz komutlari pesi sira siraliyor. Evet, sanirim artik pekisti komutlar. Nehirin hele o ilk azgin sulariyla basbasa kalinca can havliyle öyle de bir pekisiyor ki komutlar, artik raftingde bizim sirtimiz yere gelmez. Diger botlardan bir iki kisi azgin dalgalarla bogusurken suya düsüyor. Bizden halen suya düsen olmadi. Tam nehrin sakin bir bölümüne geliyoruz. O durumda kürek çekmeye gerek yok, nehri sagli sollu çevreleyen agaçlari ve üzerlerindeki kuslari gözlemliyoruz. Su geçirmez fotograf makinasina bol bol poz veriyoruz. Farkinda degilim diger bot bize arkamizdan sinsice yaklasmis. Birisi yelegime küregini takip beni asagiya çekiyor. Eh, Tana Nehri'nde de yüzmedim diyemem artik. Suaygirlari ve timsahlar aklima geliyor. Can havliyle bota tirmaniyorum. Liderimiz komut veriyor "hold on/tutunun". Eyvah, bu seferki düsüs hayli zorluymus. "Hold on" ardindan sagli sollu küreklere asil ve "get down/asagi in" komutunu duyar duymaz botun içine sigismaya çalisiyoruz. Tam inis ani. Dengeyi kaybetmemeliyiz. Oh, nihayet bu badireyi de atlattik. Nehir yeniden süt liman. Bir kaç basarili inisten sonra hayli tecrübe kazaniyor ve hatta biraz da havalaniyoruz. Liderimize "Aaaa, en zoru bu muydu edasiyla" bakiyoruz.
Bir ara nehrin kiyisina yanasiyoruz. Az ileride bir köprü var. Amaç o köprüye tirmanmak ve 10 metreden nehre atlamak. Köprüye çamur yamaçtan kaya kaya zor bela çikiyoruz. Köprü üstünde kiliseden dönen iki dirhem bir çekirdek Kenyalilar bizim sirilsiklam, çamur içindeki halimize bakip gülüyorlar. Eslerimiz hiç arkalarina bakmadan "cup" diye suya atliyorlar. Ben köprünün kenarina kadar çikiyorum. Ha atladim, ha atliyacagim. Yok, diyorum bir güne bu kadar adrenalin yeter. Mars mars gerisin geri nehir kiyisina iniyorum. Tekrar bottayiz. Bir kaç basarili inis daha yapiyoruz. Bitise yaklasirken eslerimiz suya atliyor ve suyun akintisiyla yola devam ediyorlar. Evet, artik karaya ayak basiyoruz. Ödülü bol salata esliginde tavuk ve et izgaralar. Öyle bir enerji sarfetmis, kurt gibi acikmisiz ki, aslinda menünün hiç de önemi yok deyip daliyoruz yemeklere.
"Hold on, get down, left forward, right backward" hazir yagisli sezona girerken acaba yine denesek mi, ne dersiniz Turkish Team?
5 yorum:
Valla Figen'cim pek keyifliydi hayir diyemeyecegim...Nisan planlarimiza katalim derim:)
Harikasınız , çok güzel, imrenerek izliyorum..
sevgilerimle
Nihan'cim yine yapalim valla Nisan'da. Cok keyifliydi bence de...
O nehri görünce cesaretinize şapka çıkardım.Yok bu kadar adrenalin bana fazla gelir :)ama süper keyifli gözüküyor..Sevgilerimle...
Cinilikösk tskler.
Butterfly hayli zevkliydi. Tavsiye ederim. Bir dene bak müptelasi olacaksin...
Yorum Gönder