10.12.08

Zanzibar (4)

Yolumuzun üstündeki "Butterfly Centre" / "Kelebek Merkezi"ne ugruyoruz. Kelebek Merkezi'ninde bilimsel çalismalarini sürdüren Iskoçyali idealist James bir senedir Pete köyünün yerlilerine hem is imkani sagliyor, hem de yok olmaya yüz tutmus kelebek cinslerini tekrar hayata baglamak için çalismalarini sürdürüyor. Biyoloji üzeri Cevre Koruma MBA tahsil etmis olan James kozalarin kelebek olana kadar muhafaza edildigi tel dolaplarin bulundugu, kelebeklerin yasayabilmesi için gerekli tüm bitki türlerinin yetistirildigi yapay minik ormanda her saniye kelebekleriyle içiçe yasiyor. James köylülere dogada bulup getirdikleri koza basina ödeme yapiyor ve ardindan bu kozalari alip özel bir yapiskanla tel dolaba asiyor, ta ki kozalardan kelebekler çikana kadar. Biz bu yapay ortami gezerken iki adet kelebek kozasindan çikmis ayaklarindan tepetaklak asili olarak tel dolaptan çikartilmayi bekliyordu. James itinayla kelebekleri dis ortama birakti, biz de fotografladik. Kelebek Merkezi'ni gezme bedeli (kisi basi 5$ karsiligi TSH) koza getiren köylülere ödeme ya da yapay ortami iyilestirme çalismalarinda kullaniliyor. Açikçasi bizden baska ziyaretçisi yoktu Kelebek Merkezi'nin. Daha fazla tanitim yapmalari gerektigini düsünüyorum merakli turistleri bu merkeze çekebilmek için. Bu merkez kurulmadan önce Zanzibar köylüleri kelebekleri öldürüyormus. Ancak bu merkez kurulduktan sonra kelebekleri katletmeyi birakmislar, hem de para kazanmaya baslamislar bu sayede.





Zanzibar'daki diger dogayi koruma projesi yine köylülere is imkani saglamayi ve ayni zamanda onlari dogayla ilgili bilinçlendirmeyi hedeflemis. Bu sefer proje kapsamindaki hayvan yilanlar. Bana pek sicak gelmese de yolumuzun üstünde olan bu projeye destek vermeden geçemedik. Lokal rehberimiz tek tek Zanzibar'da yasamakta olan yilanlari gösterip, hatta eline alip minciklayarak anlatti. Hep büyük yilanlarin zehirli olacagini düsünürdüm, ancak solucan boyutunda, dogada yesil rengiyle kolayca kamufle olabilicek türde yilanlarin çok zehirli oldugunu ögrendigimde bundan sonraki doga yürüyüslerimde kapali ayakkabi ve pantalon giymenin hayirli olacagina karar verdim.

Bir önceki yazimda yerli yapim yelkenlilerden yani dhowlardan bahsedecegime söz vermistim. , Zanzibarin yy.lardir ana karayla ulasimini saglayan dhowlar yerli halk tarafindan sekillendirilen agaç dallari hindistancevizi agacinin lifleri marifetiyle birbirine baglanarak yapilmis yy.larca. Günümüze gelene kadar asla çivi kullanilmamis dhow yapiminda. Dhowlarin günümüzde yapilis yöntemine bizzat yerinde sahit olmak üzere rotamizi Zanzibar'in kuzeyindeki dhow tersanesine çeviriyoruz. Hummali bir çalisma var tersanede. Halen ilkel aletlerin kullanildigina sahit oluyoruz tekne yapiminda. Bir teknenin yapimi yaklasik 3 ay sürüyormus. Satis bedeli yaklasik 3000 Euro. O kadar emege hayli uygun fiyat. Fotograflarini çekiyoruz tekne emektarlarinin ve adreslerini alip fotograflari gönderecegimize dair söz veriyoruz. Sahilde çocuklar parçalanmis bir dhow'un kadirgasi içinde oynuyorlar. Onlara paketin içinde kalmis son sekerleri veriyorum. Sevinçlerinden palendalar atip bize minik bir gösteri yapiyorlar.












Ertesi sabah dönüs yolundayiz. Bu sefer tercihimiz Zanzibar'dan Darüsselam Havaalani'na uçmak. Havaalani oldukça küçük. Havalandirma yok, varsa da yetersiz. Uçak gecikiyor, biz biraz paniklemeye basliyoruz, zira Dar'a indikten yaklasik 1,5 saat sonra Darüsselam'dan Nairobi'ye uçusumuz var. Neyse uçagin gelmesiyle tekrar havalanmasi neredeyse bir oluyor. Uçus yaklasik 20 dk kadar sürüyor.

Yüzümüzde güzel geçmis bir tatilin tebessümüyle uçagin penceresinden Zanzibar'a kusbakisi son bir kere göz atarken, "4 günde bitiremedik Zanzibar'i, tekrar gelmeliyiz." diyoruz...

10 yorum:

Goksu dedi ki...

Muhtesem bi gezi olmus.James'i kocaman kucakliyorum, yaptigi is tamamen delilik ama muhtesem bi is!

Adsız dedi ki...

Kardeşim,
En kısa zamanda beraber gezelim buraları diyorum. Resimlere de anlatımına da bayıldım.
AQ

figoltx dedi ki...

Nalan, evet harka bir gezi oldu. James ve onun gibileri ben de kucakliyor hatta ayakta alkisliyorum.

figoltx dedi ki...

Ablam, sen karar ver buralara gelmeye ben seni nerelere nerelere götürürüm :-).
Begendigine sevindim makalelerimi ve ilintili fotolari, yuppiiii...

Adsız dedi ki...

It was a wonderfull holiday, little short but so interesting.
There will be a second part 'Inch Allah"...
I hope that the next trip in Ethiopia will be also very rich... Wait and see Figen's comments and always nice pictures...
Yves

figoltx dedi ki...

Mon Cheri, tu as raison, c'etait des vacances magnifiques. On verra... Je suis sûre que nos prochaines vacances en Etopie vont bien se passer. Comme tu as dit "Inch Allah" :-).
Bisous, figuyun.

Tanya's dedi ki...

Nefis bir gezi olmuş..kalkıp gelesim var ablanın kuyruğuna takılıp.

Adsız dedi ki...

Ich bin ein Fanatiker aus Hamburg! Ja, ja, jawohl, aus Deutschland! Ich finde es sehr interessant was Sie über Afrika schreiben und würde gerne dahin kommen falls Sie mich einladen. Inschallah yani sagen wir hier. :-)
Viel Erfolg und Lust für ihre Reise nach Etiopien.
German branch of AQ

Adsız dedi ki...

Ben Zanzibar'ı Hülya koç'un gezi kitabında okumuştum ilk, o zamandan beri gitmek istiyorum. Ama bu yazıları okuduktan sonra daha çok istiyorum!!!

figoltx dedi ki...

Bekleriz Tanya takil gel AQ'nin pesine.

Basak kesinlikle görmelisin Zanzibar'i. Bu sabah Etopya'nin kuzeyinden, Lalibela'dan döndük. Inanilmaz yerler, inanilmaz yasamlar.

AQ'im, bilirim Afrika sevgini. Hele bir de Afrika'ya bir adimini atabilsen. Almanca yazamam ama, yakinda gezdigim yerleri Ingilizce anlatacagim bir blog açmayi planliyorum.