13.5.10

Samburu Ulusal Rezervi, kuraklik ve sel felaketi...

Dün ögleden sonra eve dönerken siddetli bir yagmur basladi. Arabanin silecekleri kifayet etmiyordu adeta. Yagisli sezonun sonuna geldik ama yagmurlar bir türlü dinmek bilmiyor. Aklima birden "Bardaktan bosanircasina yagmur yagmak" deyisi geldi. Dedim hayret ne zaman evlendi de bosaniyor? Hiç haberim yok. "Bosanmak öyle bardaktan akar gibi kolay olmuyor." dedim. Hatta diger bir deyisle "Insan sudan çikmis baliga dönüyor". Aklima ardindan fransizcadaki "Pleuvoir comme vache qui pisse/inek iser gibi yagmur yagmak" deyisi geldi. Ve ardindan da ingilizlerin deyisi "It's raining cats and dogs/Kedi köpek yagiyor" takildi aklima. Hangi lisan bu konuda daha yaratici diye varin siz karar verin artik. Diger dillerde de böyle deyisler varsa yorum kismina yazarsaniz sevinirim. Ablamdan almancasini bekliyorum mesela.

Neyse biz konumuza gelelim. Geçen sene kurakliktan hayvanlar telef olmus (Tsavo Park'da 150 fil, Masai Nehri'nde 600 suaygiri), tarim da negatif etkilenmisti. Bu sene de tersi Kenya fazla yagistan sikayetçi. Bu ne perhiz bu ne lahana tursusu demeyin sakin. Paskalya'da Kenya Dagi'nin eteklerindeki Samburu Ulusal Rezervi'ne gittigimizde karsilastigimiz manzara bizi adeta dehsete düsürdü. Paskalya'dan bir ay önce biz Fransa'dayken sagnak yamurlar neticesinde Ewaso Ngiro Nehri 4 Mart sabaha karsi tasmis ve nehir kiyisindaki otelleri tabiri caizse silip süpürmüs. Paskalya'ya sadece 2 gün kala rezervasyon yaptirdigim için turizm firmasi bana sadece iki otel önerince tatil dolulugu dolayisiyla buralarin en iyi zincir oteli Serena'yi önermeklerini düsünüp, seçeneklerden birinde karar kilmistik. Megerse mesele baskaymis. Serena da 4 Mart sabahi o silinip, süpürülen otellerden biriymis. Bunu ögrenir ögrenmez Serena Otel'e dogru yola çiktik. Serena Otel'e Samburu Rezerv'den geçilen köprü yikilmis. Daha dolambaçli bir yol izleyip nihayetinde Serena Otel'e ulsatik. Otel kapi duvar. Içerideki güvenlikten oteli gezmek istedigimizi söyledik. Kirmadilar bizi. Hem gezdirdiler hem de hikayeyi anlattilar. Sabaha karsi 6 sularinda Kenya Dagi civarinda yagan yagmurlarin nehri tasirmasi sonucu bütün bungalowlarin cepheleri yikiliyor, içerideki tüm esyalar tavana vuruyor ve hatta orada asili kaliyor. Allahtan Serena personeli uyanikmis o saatte. Tüm misafirleri uyandirip hizli bir sekilde oteli tahliye etmisler. Suyun seviyesi yaklasik 5 metre civarina yükselmis, bungalowlarin üzerinden tasarak restoran kismina ulasmis. Bu felaket gece yarisi olsaydi hayli can kaybi olabilirdi. Güvenlik görevlileri sigorta sirketinin gelip hasar tespit yapmasini bekliyordu. Serena çoktan daha yükseklerde bir arazi bulmus bile yeni otelini insa etmek için. Eski otelin yeni sahipleriyse restorandaki bara kurulmus maymunlardi. Bir aydir atilmayi bekleyen çöpleri didikleyip içindeki çürümeye yüz tutmus salata parçalarini yiyorlardi.
_
_
_
Dün sabah yardimcimiz Beatrice'e "Biz yokken çok yagmur yagdi mi? Herhangi bir can kaybi var mi? diye sordum. (Bu arada biz yine 2 haftaligina Fransa'daydik da) Megerse geçen hafta yagan siddetli yagmurlarda Turkana Gölü civarinda olusan toprak kaymasi sonucunda bazi evler toprak altinda kalmis ve ölü bilançosu 70'in üzerinde. 10.000'lerce kisi de tahliye edilmis. Ulasim kesildigi için nakledilemeyen tarim ürünleri de çürümeye birakilmis.

Sanki doga bizden öcünü aliyor. Geçen sene kuraklik bu sene sel felaketleri. Daha nereye kadar?

Samburu Ulusal Rezerv'den bahsetmeden önce Ulusal Park ile Ulusal Rezerv'in arasindaki farka deyinmek istiyorum. Ulusal parklarin sinirlari çitlerle çevrili ancak ulusal rezervlerin sinirlari harita üstünde belli olsa da sinirlarinda çit yok. Dolayisiyla hayvanlar diledikleri gibi dolasim halindeler. Hatta eger rezervlerin yakininda bir yerlesim varsa kurak sezonda özellikle hayvanlara rastlanabilirmis. Açik bir pencereden bir zürafa kafasini uzatmis musluktan su içiyor mesela.
_
_
_

_

dik-dik

_
_

_

Kenya Dagi'nin eteklerinde kurulu 3 ulusal rezervden birisi Samburu Ulusal Rezervi. Samburu Rezerv'e hemen komsu olan rezerv Buffalo Springs. Digeri ise Shaba Ulusal Rezerv. Eger bir rezerv için giris ücreti ödediyseniz ayni biletle diger rezervlere ödeme yapmadan girebiliyorsunuz. Su anda yikik olan köprü Samburu ve Buffalo Springs Rezervleri arasinda kolay geçisi sagliyormus bir zamanlar. Tam da yagisli sezonda gittigimiz için Samburu ve Buffalo'da doga canlanmis, bitkiler degisik tonlardaki yesil renklerini adeta sergiliyorlardi. Bu renk armonisi arasinda hayvanlari seçmekte biraz zorlandik. Ha, iri boyutta olan hayvanlar, fil, zürafa, vs, her kosulda kendini belli ediyorlar. Degisik kus türlerine rastlamak mümkün. Rezerv adeta en minik antilop cinsi, ürkek dik-dik cenneti. Kuru sezonda yeni Serena Otel kapilarini açinca görüsmek üzere Samburu...

Bu gezide ögrendigim en önemli sey yagisli sezonda asla nehir kiyisindaki bir otelde kalmamak. Kisa gezinin kari...

7 yorum:

Asis dedi ki...

Deyim konusunda biz daha yaratıcıyız galiba :)isviçreliler ne diyor hiç bilmiyorum,duymadım sadece çok yağmur yağdı derler ..Bu yıl burada çok yağışlı geçiyor.evet doğa öcünü alıyor bence de...Hayvan fotoların çok güzel,sevgiler.

Adsız dedi ki...

Almancası ées regnet wie aus Kübeln" Öptüm yavrus.

figoltx dedi ki...

Ben de öptüm yavrus ama bir de tercüme ediverseydin, ben almanca bilmem kiiiiiii.

Asis dedi ki...

es regnet wie aus Kübeln,bardaktan boşanırca anlamında ama kübeln kova demek.Bu durumda kovadan dökülürcesine yağmur yağıyor.Ablanın affına sığınarak :)okuyunca yazayım dedim.Yoksa almancam şahane değil :)yani..

Unknown dedi ki...

merhaba, ne güzel bir blog, ne kadar bilgilendirici ve imrendirici! ben de gitmek istiyorum buralardan, ama o mucize halen gerçekleşmedi...zeynepinyeri.com'u takip için de teşekkürler. oralarda elemana ihtiyacınız olursa haber edin :)))

figoltx dedi ki...

Tesekkür Asis açiklik getirdigin için almanca versiyonuna.

Zeynep hanim, sizi binrota'dan kesfettim sanirim ve Küba fotograflariniza vuruldum. Ellerinize saglik. Ben size tesekkür ederim blogumu ziyaret ettiginiz için...

Adsız dedi ki...

Yavrus, deyişin almancasını istemişsin, onu yazdım. Bire bir bardaktan boşanırcasına yağmayı bana tercüme et dememişsin ki. O deyimin karşılığı Almanca'da odur. Alman bardak yerine kova kullanıyor bu durumda. :-)
Yine öptüm.